Kosova`daki Azınlıkların Seçimleri


Pazar, Haziran 11th 2017

Sami TAÇ

Bugün Kosovada yapılacak olan erken genel seçim, buradaki azınlıklar için bildiÄŸimiz anlamda bir seçimden çok, anayasa ile garanti altına alınmış milletvekili koltuklarına kimlerin oturacağını tayin eden bir tür yarışmaya dönüşmüş durumda. Bu kanıya varmak için yarış içerisinde olanların davranış ve tutumlarına bakmak yeterli. Åžunu baÅŸtan söylemek gerekiyor; iÅŸsizlik oranının yüzde 50 lerde olduÄŸu Kosova’da milletvekili olmak demek, belirli bir süreliÄŸine iÅŸsizliÄŸe çözüm bulmak demek. Sıfir yetki ve sorumlulukla azınlık toplulukların milletvekili olarak sırf süs için milletvekili koltuÄŸuna oturmak, müthiÅŸ bir gelir kapısı aralamak anlamına geliyor. Zaten ÅŸu on günlük seçim propagandası süresince, bu yarışın içinde olan kimselerin arzu, istek ve heyecanları bundan kaynaklanıyor. Düşünsenize, bazı olaÄŸanüstü oturumlar hariç, parlamento oturumlarına hiç katılmasanız bile kimse sizden hesap sormuyor, her hangi bir sorumluluÄŸunuz da yok, ama ay sonunda hesabınıza 2000-2500 avro civarında bir maaÅŸ yatıyor. Kosova standartlarının hayli üzerinde, müthiÅŸ bir gelir kaynağı. Hal böyle olunca da meclise kapağı atmak isteyen ‘yarışmacı’larda olaÄŸanüstü bir istek ve heyecan oluyor. Ve pek tabii ‘Türklük’ten, ‘BoÅŸnaklık’tan, ‘Romluk’tan veya ‘Sırplık’tan (Gerçi bu grubun durumu hayli karmaşık ama olsun, bu konuda onlar da aynı zihniyete sahip) bahsetmek pek zevkli bir hobi haline geliyor. Sesler de epeyi parlak çıkıyor tabii!

Yine anayasa ile azınlıklara hükümet kabinesinde bir iki bakanlık koltuÄŸu da garanti edilmiÅŸ. Dolayısıyla burası daha bir iÅŸtah kabartıcı, daha bir heyecanlı. Mesela savaşın bitiminden bu yana Kosova Demokratik Türk Partisini, ÅŸirin ve küçük kasabamız Prizrenimizin yarı aydınlarının müthiÅŸ katkılarıyla istimlâk etmeyi baÅŸaran adı lazım deÄŸil malum kiÅŸi, geçtiÄŸimiz son üç dönemde art arda Kosova hükümetinde ‘söz dinleyen, sesi-soluÄŸu çıkmayan bakan’ olmak gibi üstün sayılabilecek bir baÅŸarı gösterdi! Bu seçimlerde de birinci sıradan aday olup yine etrafına topladığı, kullanılmaya müsait küçük kasaba aydın ve esnafının destek ve katkılarıyla Kosova Hükümetinde yer bulmayı umuyor. Bunu baÅŸarırsa Kosova Hükümetinin ‘daimi bakan’ı olma yolunda çok önemli bir eÅŸiÄŸi aÅŸmış olacak.
Herneyse, umarız adı lazım değil kişinin küçük kasaba kurnazlığı bu sefer işe yaramaz ve tökezler!

Aslında Kosova Türk toplumunun içinde çok sayıda adı lazım deÄŸil kiÅŸi mevcut, burada hepsinden bahsetmek mümkün deÄŸil. Ama ‘orada bir köy var, gitmesek de kalmasak da..’ edebiyatından mada, olur olmaz her yerde Osmanlı tarihine atıfta bulunup Turkiyede muhafazakar çevrelerden ‘puan kapmak'(sen yine de para kapmak olarak oku!) gibi bir tasası olan öteki adı lazım deÄŸil malum kiÅŸinin varlığını da şöyle sadece bi analım. Etrafında topladığı birkaç köy kabadayısının desteÄŸiyle parlamentodaki garantili koltuklardan birine kapağı atmayı hedef olarak belirlemiÅŸ rolü yapıyor, oysa esas amacı ise köy belediyesindeki pozisyonunu korumak! Tabii bu seçim döneminde en çok gürültü yapan da kendisi. Mikrofonla bile kavga edecek kadar cengâver!
Seçime giren partilerin, hareketlerin veya bağımsız adayların seçmenlere sunacakları bir programları veya vaatleri olur (bu vaatler külliyen yalan olsa bile). Ancak Kosovadaki azınlık partilerinin hepsinin, program veya vaatleri olmadığı için, geriye seçim faaliyeti olarak birbiriyle didişmek kalıyor, doğrusunu söylemek gerekirse çok ta eğlenceli oluyor!

Mesela Kosova Parlamentosunda Türk azınlığına ayrılan 2 sandalyeye kapağı atabilmek için yarışan ilgili partilerin yarışmacı elemanlarının (kesinlikle aday demeye dilim varmıyor) ÅŸu on günlük seçim propagandası sürecinde seçmenin teveccühünü kazanabilmek için söylemlerinee bakıldığında ‘seçim vaadi’ yerine, kiÅŸisel didiÅŸmelerin yanında Osmanlı tatihine bol bol vurgu, Türkiyeden her alanda yardım almak, Türkiyeye öğrenci ve hasta yollamak, Fetö ile mücadele ve benzer konu baÅŸlıklarının ön plana çıktığını görmek mümkün. Sanırsın bu seçim, Kosovada deÄŸil de Türkiyede oluyor. Bu yaman yarışmacılardan çoÄŸunun, Kosovadaki imkanlardan veya imkansızlıklardan bahsetmek yerine, mütemadiyen ‘Türkiyeden yardım’ konusunu iÅŸliyor omaları, ruhlara iÅŸlemiÅŸ olan beleşçiliÄŸi gözler önüne seriyor! Her iki partinin koltuk kapma yarışmacıları aslında, tam da ‘maaşımı Kosovadan alır, bana oy veren garibanların ağızlarına bir parmak bal çalmak gerektiÄŸinde de balı Türkiyeden beleÅŸe temin ederim’ modundalar. Çünkü yıllarca böyle bir beleşçiliÄŸi siyaset diye bellediler. Bu iÅŸlerle yıllarca iÅŸtigal eden ve geçimini buradan saÄŸlayan kaÅŸarlaÅŸmış tiplerin yanında, meclise kapağı atma yarışmasına ilk defa katılan genç yarışmacılar da vaatlerini Türkiyeye yaslanarak yapıyorlar, her ne kadar kısıtlı olsa da Kosovanın imkanlarından veya Kosovadaki sıkıntılardan ve bu sıkıntıların nasıl giderilmesi gerektiÄŸi konusundan bahseden pek olmuyor. Neden acaba? Galiba, insanlara hava attıklarının çeyreÄŸinin çeyreÄŸi kadar yetkiye sahip deÄŸiler de ondan! HoÅŸ, bu narsistlerden hiçbirinin yetki ve sorumluluk diye bir dertleri de yok, varsa yoksa meclise kapağı atmak!

*Yazarların görüşleri mutlak olarak Prizren Post’un görüşlerini temsil etmemektedir.

Etiketa:
En son