11 Nisan 1913 Tarihli Sabah Gazetesi – Arnavudluk Hududu Başlıklı Yazısı


Perşembe, Nisan 28th 2016

arnavud hududu sabah gazetesi

Aşağıdaki yazı Sabah Gazetesinin 11 Nisan 1913 tarihli Arnavudluk Hududu başlıklı yazısıdır. Koyu siyah içine aldığım bölümü dikkatli okuyun lütfen. İttihadçıların basına baskısı sonrası o yıllarda yazılan taraflı yazılara rağmen altı çizili bölümde Balkanlarda milliyet prensibine göre çizilen haritalar üzerinde en büyük hakkın Arnavutlarda olması gerektiğine değiniyor ve Avrupalıların ise tam tersi bir tutumla slav devlerine çalıştığından bahsediyor.

ARNAVUDLUK HUDUDU

Geçen gün yazdığımız bir makalede Arnavutluk Meselesinin Balkan muazenet meselesi nokta-i nazarından haiz olduğu için ehemmiyet göstermiş ve bu meseleyi vak’anın husule getirdiği infiallere ibarelere göre değil menalik ve hesab nokta-i nazarından taktik etmek lazım geldiğini bahs eylemiştik.

Muhaberat ve ruiye inkişaf ettikçe Arnavutluk ünvanıyla tanıdığımız muamelat etmesi arz-ı vücut eyliyor. Görülüyor ki o mahalde… Haiz bir muhtıranın mevcudiyeti bugün dört beş hükümet menakı-i ihtisasında bulunmaktadır.

Rumelinin Düvel-i Muhassa tarafından işgalli üzerine Arnavut ırkının hukuku nazar-ı dikkate alınması şüphe olunmaz ki her şeyden evvel o mahalde ekseriyet halinde (hatta bazı nefatında umumi sekine-i mahalliyeyi teşkil etmek şartıyla) Arnavut bulunmasından ileri gelmiştir. Balkanlar ve bunların Avrupa’daki muhitleri “Milliyet” prensibinden bahs ediyorlardı. Hâlbuki ecnebi işgali altına giren Rumeli mahallinin hiçbir noktasında Milliyet Prensibinden Arnavutlar kadar istifade edebilecek diğer bir ekseriyet mevcut değil idi. Rumeli’nin yeni haritasını Milliyet Prensibine göre tanzim etmek kararlaştırıldığı halde bunda en büyük istifade Arnavutların olmak lazım gelir ve bu hakikati isbata kifayet eder fakat siyasiyet de hakkaniyet ve hakikate riayeti yalnız tekfil edemiyor hayfaki her diplomat ahiren avam kamarasında ibraz ettiği Nokta-i Milliyet Prensibine riayet emrindeki vücubu Arnavutlara karşı indar etmediği intizar-ı insafa arz eden derecesinde hakiki bir hürriyet Balkan diplomat ve politikacıları Rumelinin yeni haritasını tanzimi maddesince aralarda zuhur eden ihtilafların Milliyetten bahs ettikleri halde sonra Arnavutlara gelince Avrupa da hissiyat-ı tabikerane-i tahrike çalışıyorlardı. Islav matbaatı ve Balkanlar dost Avrupa gazeteleri tarafından teşvik oldu. Bereket versin ki bazı manafi-i münafi-i siyasi anlara karşı Arnavutların hukuku müdafaa etmek mecburiyeti hasıl eylemekteydi. Balkan içinde (….) gördüğümüz haksızlıklara vahim bir lahak daha ilave alınmasının önü bu sayede alındı.

Arnavutluk Meselesi hakkında 1897 senesinde bu işte bizden sonra başlıca alakalar olan İtalya ile Avusturya arasında bir muahede akd olunmuş idi ki bunun ahkamına göre devletin müşarun ileyh her ne gibi vukuatı zuhur ederse etsin Arnavutluğa dokunamacaklarını, Arnavutluğun mesuniyet-i müdahalesinde mütekabilen riayetkar bulunacaklarını tehir etmişlerdi. Balkan haritası evvelki halinde kaldıkça , buşşartın idamesi kolay idi. Fatkat muharebenin husule getirdiği netayiş üzerinde Avusturya menafi-i şiddetle tehlikede bulundu. Mesele, Arnavutluk Devleti olan İtalya içinde haiz etmek idi. Avusturya kendi tarafından müdahale vuku bulmamasının şartını İtalya ya verdiği devletlere bildiriyordu:Arnavutluk mahalindeki Balkanların hakimiyeti haricinde bir (….) yeni bir Arnavutluk vücuda getirildiği halde müdahaleya mahal ve sebep görmeyeceğini beyan ediyordu. Bu şart kabinelerce tasvip olundu.Muharebenin binayetinde Mösyö (Yuan Kare) ve Sir Eduar Dogras ) tarafından Düvel-i Muazzamaya kabul ettirilen düsturun Balkan Meselesinin tesviyesinde Düvel-i Müşarun İleyhin kendilerie münafi-i hassasiye teminine çalışmaları bir tesbitin halinden ve bu sayede müesser oldu. 1897 Ahidnamesinin metni ispat ediyor ki şaid Avusturya tarafından Arnavutluk muhitinde Balkan müdahale bulursa bunun netice-i tabiyesi İtalyanın da müdahale eylemesi olacaktır.Bu müdahale.(…) cihetle yek diğerin e merbut olan devlet-i müşarun ileyh arasındaki münasebeti şiddetle zedeleyeceğinden kat’i nazar-ı Avrupa mensuniyeti olan menafi-i hasasiyetemin etmek düsturunda iktifakının mevcut olacak ve binaenaleyh Avrupa İttifakı bozularak sulhe imkan en mühim ihtimaline keşide bulunacak idi .İşkodra Meselesi bu babda intibağımız eyledi. Avusturya asakir-i İşkodraya doğru ilerlediği halde İtalyanın da kendisini Avlonya cihetine sevkiyat-ı icrasına mecbur ad edeceğini ve matbuatının neşriyatı tamamiyle isbat ediyordu. Londra Konferansı İşkodra hakkındaki kararında sebat göstererek bu tehlikenin önünü aldı. Karadağ Kralının İşkodra hakkındaki ihtiramından talebinde (….) meselenin derece-i ehemmiyeti aklamı manasından yahut anlamak istemesinden ileri gelmektedir çinkü bugün İşkodra meselesi sırf Arnavutluk Meselesi halinde kalmayıp müdahalenin husule getireceği netice itibariyle “ Avrupa sulhu” meselesi hükmünü almıştır.

Diğer taraftan muhakkaktır ki Islav unsurunun Avrupa denizine çıkması ve arada mühim bir mevki tutması Avusturya kadar İtalyanın da işine gelir Balkan haritasının teferruatı bütün bütün Islavlık lehine almasına muhalit hususunda bu iki devletin mütema-i münderçtir.

Londra Konferansı müzakeratının (….) olmasında Dıraç ve mütekaiden İşkodra hadiselerinin Avusturya’nın müdeyeti dairesinde halini temin eden bu sınıflar muhtar Arnavutluğun şimal-i hududuna ve sahiline aid ihtiramatını temin ettiği fakat cenup ve şark hudutları böyle değil bu cihetler hakkında olan ihtiraslar bakidir. Zaten Sağra Konferansı da bu babda olan bir kararı karar-ı kati vermedi. Sırbistan, Bulgaristanın Karadağın maddiyatını bahs edeceğiz çünkü Arnavutluk bu Islav hükümetlerinin tensir-i mukabilinde idi. Muazanef gayesiyle teşkil olunuyor binaenaleyh onların maddiyatında irad etmek emelinden başka muvazat-ı cedidenin kendilerine müktefi bir şekil almasına çalışmak gayreti de bir mevki tutmaktadır. Fakat Yunanistanın vaziyetini de onlardan farklıdır. Muhtar Arnavutluk Balkanlarda Islav kuvvetinin artmasına mukabil muhit-i mezkurda Yunanistan için teminat teşkil edecek(….) olacaktır. Atina Hükümetinin bu muharebede akd etmiş olduğu gayr-i tabi ittifaktan sırf-ı nazar olunur da Yunanistan’ı menafi-i umumiye-i siyasi itabarda alınırsa Arnavutluk muhtarının hassasiyet-i şeraiti ile lüzum-u techizi Atina hükümetince tamamiyle tasdik olunur. Hâlbuki arazi edinmek arzusu hükümet-i muzkureye bu hakikati ümit ettiriyor. (….) bir yorum hassasi müttefiklere mahlumiyet-i istikbali temin edecek mevazini takviye etmek emrindeki nokta-i siyasiyi görmeğe haiz oluyor.

Arnavutluğun cenub hududunun makul bir derecede tesviye muhalefet olunmuş bazı şehir ve kasabalara bu gaye ile cereyeanlar husule getirmeye uğraşılması bundan ileri gelmektedir. Arnavutluk meselesi bugün vücuda getirilecek uz u cedidesinin yaşayabilecek bir kuvvet teşkiline muvaffak olacak şeraitle mücehhez olup olmaması suretinde arz-ı vücut etmekteler. Bu şeraite haiz olunmasının muvazenet-i cedide nokta-i nazarından bizim için büyük bir ehemmiyeti olduğu gibi Avusturya’nın, İtalya’nın, Yunanistan’ın, İngiltere’nin, Almanya’nın hatta bizim kanaatimize göre Fransa’nın meafide bunu istizam eder. Londra Konferansında Düvel-i Muazzama namına söz söyleyecek diplomatlar bu hakikati takdir etmektedirler. Onu takdir etmek Yunanistan’ın emniyet meselesi nokta-i nazarında da lüzumludur çünki Arnavutluk yaşayamayacak bir halde bulunursa onun düçar olacağını tehlikeleri müteakip Yunanistan’ın istikbalini tehdit edecek tehlikeler baş gösterecektir.
ÖhrÇ
Kaynak : Sabah Gazetesi , Arnavudluk Hududu, 11 Nisan 1913

arnavud hududu sabah gazetesi

Etiketa: , ,