Kosova’nın kuzeyindeki son durum ve Uluslararası güçlülerin adaletsizliği!


Cumartesi, Haziran 17th 2023

Editörden: Jetmir Maloku
Prizren Post – Genel Yayın Yönetmeni

14 Haziran’da Kosova’nın kuzeyindeki istikrarsız durum, 3 Kosova sınır polisinin Sırp güçleri tarafından kaçırılmasıyla daha da alevlendi. Bu en klasik şekliyle adam kaçırma, Kosova Cumhuriyeti topraklarında, yani Kosova’nın kuzeyindeki Leposaviq’teki Tresave/Bare mevkiinde gerçekleşti.

Bu, Sırp güçlerinin Kosovalı yetkililere yaptığı bu türden ikinci skandal olarak not edildi. İlki 2012’de Sırbistan özel birliklerinin Podujeva’nın Dumnica köyünde iki Kosova sınır polisini tutuklaması ile gerçekleşmişti, ikincisi ise bu yazıya konu olan 14 Haziran’da Leposaviç’te 3 sınır polisinin kaçırılarak tutuklanmasıydı.

Kosova Hükümeti, polislerin derhal serbest bırakılmasını talep edip, Sırbistan ile tüm sınır giriş ve çıkışlarını bloke ederek ve Sırp mallarının Kosova Cumhuriyeti’ne girişine izin vermeyerek bu olaya hızlı bir şekilde tepki gösterdi. Şaşırtıcı olan, bu skandala iki gün boyunca uluslararası camianın tepki vermemesiydi.

Bir başka açıdan bakıldığında bu eylem, Sırp terorist Millun Millenkoviç’in Kosova Polisi tarafından 13 Haziran’da tutuklanmasına karşı Sırp güçleri tarafından bir tepki olarak değerlendirilmekte.

Bu olaylardan sonra Zveçan ve Kuzey Mitrovica’daki çok sayıda polis karakoluna Sırp paralel suç yapılanmaları tarafından gaz bombalarıyla saldırılar düzenlendi. Bu gelişmeler, Sırpların çoğunlukta yaşadığı Kosova’nın kuzeyindeki gerilimin arttığı bir dönemde yaşanıyor.
26 Mayıs’ta kuzeydeki belediyelerde yeni Arnavut belediye başkanlarının, yerel Sırpların itirazları üzerine Kosova Polisinin yardımıyla görevlerini yerine getirmek için belediye binalarına girmesiyle gerilim tırmanmıştı.

Bu zaman zarfında uluslararası müttefiklerimizin bu gelişmeler karşısında takındıkları tavır son derece samimiyetsiz ve tek taraflı olmakla beraber Kosova Başbakanı’na kuzeydeki durumu yatıştırması için baskı yapmaya devam edilmekte. Kuzeyde asayişi tesis etmeye yönelik tüm çabaları bir kenara bırakıp bir an önce Sırp Çoğunluk Belediyeleri Birliği’ni kurması konusunda ısrar edilmekte! Sözkonusu belediyeler birliği Anayasa Mahkemesi tarafından Kosova Cumhuriyeti’nin anayasal düzenine aykırı olarak değerlendirilmiş ve statüsünün revize edilmesi talep edilmişti.

Hukukun üstünlüğü, devletin kuzeyindeki durumun normalleşmesine yönelik birincil adım olarak değerlendirilmekte, ki sözde batılı müttefiklerimiz tarafından da buna yönelik çağrılar yapılmakta fakat buna yönelik icraata gecen Kosova hükümeti devamında geri adım atması konusunda baskıyla karşı karşıya kalmakta. Kolluk kuvvetlerine göre, Sırp suç çetelerinin iki seçenek sunulmakta, geldikleri Sırbistan’a doğru geri çelilmeleri ya da Kosova’da adaletle yüzleşmeleri.

KFOR ise Kosovalı polislerin kaçırılmasına ilişkin muğlak açıklamalarla bu duruma katkı sağlamaya devam etmekte. Kaçırılmanın olduğu yerde olduklarını ancak gerçeği ortaya çıkarmak gibi bir niyetlerinin olmadığını açıklamaları, çözümün siyasi tarafına daha fazla meylettiklerini gösteriyor ki bu da batının, daha net olarak Avrupa Birliği Dış Politika ve Güvenlik Temsilcisi Josep Borrell’in tuhaf politikalarına uyum sağlamakta.

Borrell’in Kosova-Sırbistan ilişkilerinin normalleşmesi müzakerelerindeki rolü birçok adaletsizlik barındırmakta. Sırp Çoğunluk Belediyeleri Birliği’nin kurulmasına ilişkin anlaşmayı uygulamadığı için sadece Kosova tarafını eleştirmeye devam etmekte. Şimdiye kadar Kosova polislerinin kaçırılması ve diğer olaylar kınanmadı.

Etiketa:
En son