Hesap günü için hazırlanıyor muyuz?


Çarşamba, Aralık 17th 2014
Birol DOK

Birol DOK

“Oturup dil dökecek yerde gidip döksene ter!
Bin çalış gayen için, bir kazan ömrüne yeter”
Mehmet Akif Ersoy

Hiç şüphesiz ki, insanlara çalışmak, çabalamak ve zoru başarmaya uğraşmak çok zor gelir. İnsanların büyük bir çoğunluğu kendilerinde olan enerjinin çok az bir kısmını sarfederek büyük kazançlar elde etme peşinde gözüküyorlar, Allah-u Teala; “İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur” (Necm Suresi/Ayet 39) buyurarak bizlere tutmamız gereken yolu göstermektedir. Müslüman, hayattaki mücadelesine yılgınlığa düşmeden devam etmeli ve o büyük güne hazırlıklı olmalıdır. Cenab-ı Allah (c.c.) o anı şöyle tavsif etmektedir:

“İşte o gün kişi kaçar: kardeşinden;
Anasından, babasından,
Eşinden ve oğullarından.
O gün, onlardan her kişinin, kendisine yeter derecede işi vardır.
Yüzler var ki, o gün parıl, parıl,
Güleç, sevinçli
yüzler de var ki, o gün tozlanmış
Onları karanlıklar bürümüş (öylesine üzgün, öylesine dertli).
İşte onlar kafirler, Hak’tan sapanlardır.”
(Abese Suresi/34-42. Ayetler)
O müthiş kıyamet günü geldiği zaman: “herkesi ancak kendi derdiyle meşgul olacak, kendisinden başkasını düşünemeyecek” diye açıklıyor, Hasan Basri ÇANTAY Hoca…

Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmayı düstur edinen müslümanları görüp, onların hayatlarını inceleyip, yeniden var gücümüzle çalışmaya başlamanın zamanıdır, bugünler…

Merhum Osman Yüksel SERDENGEÇTİ, “Bu millet neden ağlar” isimli kitabının (Ankara-1958) Önsözünde:

“Ben Birinci Cihan Harbinin sonunda dünyaya gelmişim. Çocukluğum milli mücadelenin heyacanı içinde geçti.

Halkımızın “seferberlik” dediği o kara günler!…

Cepheye gidenler, cepheden dönenler!… Kendileri şehid olup onun yerine nüfus tezkeresi gelenler!.. Şehidler, gaziler, dullar, yetimler!…

O zamanlar memleket baştanbaşa bir dullar ve yetimler memleketi oluvermişti.
Karanlık, perişan odalarda isli bir lambanın titrek ışığı altında şehid haremlerinin yavrularına söylediği ninniler!..

“Uyu yavrum yine şimşek çakıyor,
Şehid baban gelmiş bize bakıyor,
Yarasından kızıl kanlar akıyor,
O yarayı dur bağlayım ninni,
Sen ağlama ben ağlayım ninni…!”
diyerek o günlerin havasını yansıtırken, bu ninninin tabii ki, çocukları uyutmak için söylediğini vurguluyordu. Yoksa, bugünün büyüklerinin de ninniye hacet kalmadan uyuduklarını görseydi, o şehidler, gaziler dullar, yetimler herhalde bu uyuyanların üerlerine ölü toprağı serpildiğini sanarlardı.
Büyük Dava Adamımız, Mehmet Akif’imiz bakın nasıl sesleniyor bu uyuyanlara:
“Yıllarca, asırlarca süren uykudan artık,
Silkin de muhitindeki zutmetleri yak, yık!
Bir baksana : Gökler uyanık, yer uyanıktır;
Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır!”

Bu günlerde özellikle İslam Alemi’ne baktığımızda gördüğümüz manzara; ezilen, horlanan, yokedilen, çile çektirilen ve bunun yanında adı müslümana çıkmış idarecilerin yönettiği halkı müslüman devletler. Acaba ne zaman uyanıp da yürümeye, koşmaya başlayacağız hedefe doğru? Yoksa bu miskinlik birkaç asır daha mı sürecek?
Yüce Önderimiz (SAV) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyorlar: “Akşamladığın vakit sabaha (çıkmaya) muntazır olma. Sabahladığın vakit de akşama (varmağa) muntazır olma” Sıhhatinden istifade edip, hastalığına, hayatından istifade edip ölümüne hazırlık yap.”
Evet! Biz, müslümanlar artık silkinip, dahra kötü günler gelmeden hazırlık yapmalı ve durumumuzu bu hadis ışığında düzeltmeye çalışmalıyız, Henüz yaşıyorken ölümümüzü düşünüp, gerekli hazırlığımızı yapmalıyız. İş çok, yalnız şu anki görülen durum, müslümanlara biraz da laf çok. Lafı azaltıp halledilecek işler için bir an önce birlik ve dirlik içinde çalışmaya koyulmalıyız. Eğer geçmişteki kötü örneklerden ibret alıp, yolumuzu ona göre aydınlatmazsak bu bulunduğumuz kaostan kurtuluş epeyce uzun süreceğe benziyor. Şu an herkes bulunduğu konumda artık bir an durup düşünmeye başlasın. “Bu güne kadar muşahhas olarak ne yaptım?” diye… Kendim için neler yaptım? Bugün Allah için ne yaptım?
Gelin hep beraber çalışalım ve başarıya koşalım.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi bütün inananlara olsun.

*BiZiM DERGAH / MAYIS 1991, SAYI 38

*Yazarların görüşleri mutlak olarak Prizren Post’un görüşlerini temsil etmemektedir.

Etiketa: , , ,