Çarşamba, Ağustos 24th 2016
Ankara – Türkiye, DAEÅž terör örgütüne karşı uluslararası anlaÅŸmalar ve TBMM’nin verdiÄŸi yetkiden kaynaklanan haklarını kullanarak sınır ötesi operasyon baÅŸlattı.
Anadolu Ajansı
Türki̇ye’ni̇n, Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü DAEÅž’e ait hedeflerden yapılan atışlar ve terör saldırılarının ardından uluslararası anlaÅŸmalar ve Meclis’in verdiÄŸi yetkiden kaynaklanan haklarını kullanarak gerçekleÅŸtirdiÄŸi sınır ötesi operasyona uluslararası koalisyon unsurları destek saÄŸlıyor.
Meclis’te alınan karar, hükümete bu yetkiyi veriyor.
Ulusal güvenli̇ği̇ne yöneli̇k terör tehdi̇di̇ ve her türlü güvenli̇k ri̇ski̇ne karşı uluslararası hukuk çerçevesi̇nde gerekli̇ her türlü tedbi̇ri̇ almak, Irak ve Suri̇ye’deki̇ tüm teröri̇st örgütlerden Türkiye’ye yönelebi̇lecek saldırıları bertaraf etmek ve ki̇tlesel göç gi̇bi̇ di̇ğer muhtemel ri̇sklere karşı ulusal güvenli̇ği̇n i̇dame etti̇ri̇lmesi̇ni̇ saÄŸlamak i̇çi̇n hudut, şümul, mi̇ktar ve zamanı hükümetçe takdi̇r ve tayi̇n olunacak ÅŸeki̇lde, gerekti̇ği̇nde Türk Si̇lahlı Kuvvetleri̇ni̇n (TSK) yabancı ülkelere gönderi̇lmesi̇, yabancı si̇lahlı kuvvetleri̇n Türki̇ye’de bulunması ve bu kuvvetleri̇n hükümeti̇n beli̇rleyeceÄŸi̇ esaslara göre kullanılması i̇le hükümet tarafından beli̇rlenecek esaslara göre gerekli̇ düzenlemeleri̇n yapılması i̇çi̇n TBMM’nin kararıyla hükümete veri̇len bi̇r yıllık i̇znin 2 Ekim 2015’ten i̇ti̇baren bi̇r yıl daha uzatılmasına dai̇r karar, geçen yıl 8 Eylül’de Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.
Türkiye’nin güney kara sınırları boyunca ulusal güvenliÄŸe dönük risk ve tehditlerin arttığı, Irak’ın kuzeyinde silahlı terör örgütü PKK unsurlarının varlığını sürdürdüğü belirtilen kararda, Suriye ve Irak’ta diÄŸer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte de önemli artış gözlendiÄŸi bildirilmiÅŸti.
Türkiye’nin, Irak’ın toprak bütünlüğünün, milli birliÄŸi ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiÄŸi vurgulanan kararda, terör gruplarının Irak’taki mevcudiyetine ve bunun doÄŸurduÄŸu tehditlere karşı askeri, siyasi ve diplomatik tedbir ve giriÅŸimlerin artırarak sürdürülmesinin önemine deÄŸinilmiÅŸti.
Suriye’de ise rejimin ÅŸiddet politikalarının, terör gruplarına desteÄŸinin ve halkının etnik ve mezhepsel farklılıklarını fiili çatışmaya dönüştürme siyasetinin insani durum, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrar bakımından yol açtığı risk ve tehditlerin devam ettiÄŸi aktarılan kararda, “Bu çerçevede, ilk olarak 2007 yılında kabul edilen ve 6 defa uzatılan Irak tezkeresi ile 2012 yılında kabul edilen ve bir defa uzatılan Suriye tezkeresinin 2014 yılında tek metin halinde kabulünü zaruri hale getiren ve ulusal güvenliÄŸimizi tehlikeye atabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız doÄŸrultusunda gerekli önlemlerin ulusal düzeyde tespit edilerek hayata geçirilmeye devam olunması, bunun yanı sıra DEAÅž ve benzeri terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluÅŸturulan uluslararası koalisyon bünyesinde Türkiye’nin de iÅŸtirak ettiÄŸi faaliyetlerin sürdürülmesi önem taşımaktadır.” ifadelerine yer verilmiÅŸti.
[youtube ROvDf-qk5Z4]
Kararda, ÅŸunlar kaydedilmiÅŸti:
“Bu mülahazalar ışığında Türkiye’nin ulusal güvenliÄŸine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye’deki tüm terörist örgütlerden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diÄŸer muhtemel risklere karşı ulusal güvenliÄŸimizin idame ettirilmesini saÄŸlamak, kriz süresince ve sonrasında hasıl olabilecek geliÅŸmeler istikametinde Türkiye’nin yüksek menfaatlerini etkili bir ÅŸekilde korumak ve kollamak, geliÅŸmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaÅŸmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tayin olunacak ÅŸekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiÄŸi takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, bu kuvvetlerin hükümetin belirleyeceÄŸi esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan saÄŸlayacak düzenlemelerin hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 2 Ekim 2014 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile hükümete verilen bir yıllık izin süresinin, aynı kararda belirlenen ilke ve esaslar dahilinde, 2 Ekim 2015 tarihinden itibaren bir yıl uzatılması, Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca Genel Kurulun 3 Eylül 2015 tarihli 9. birleÅŸiminde kabul edilmiÅŸtir.”
BMGK’nın Irak ve Suriye’ye yönelik kararı
DAEÅž ile mücadeleye yönelik BirleÅŸmiÅŸ Milletlerce alınan karar da Türkiye’nin sınır ötesi operasyondaki haklılığını ortaya koyuyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) ilgili kararıyla DAEŞ ve onun şiddet içeren aşırılıkçı ideolojisi, terör eylemleri, yoğun, sistematik ve yaygın insan hakları ihlalleri ve uluslararası insani hukuka yönelik işlediği suçlar şiddetli şekilde kınandı.
Sivillerin ayırt edilmeksizin öldürülmesi ve kasten hedef alınması, sayısız mezalim, kitlesel infaz ve askerleri de kapsayacak şekilde hukuk dışı öldürmeler, dini temelleri veya inancı nedeniyle bireylere ve tüm topluma yönelik işkenceler, sivillerin kaçırılmasını, azınlık grup üyelerinin zorla yerinden çıkarılması, çocukların öldürülmesi ve sakat bırakılması, çocukların askere alınması ve kullanılması, tecavüz veya farklı şekillerde cinsel şiddet, keyfi tutuklamalar, okullara ve hastanelere yönelik saldırılar, kültürel ve dini yapıların tahrip edilmesi, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların kullanımı ile eğitim haklarının kullanımının da engellenmesi, kınanan diğer unsurlar arasında yer aldı.
Bütün devletleri, terör eylemlerini icra eden, organize eden ve destekleyen DAEÅž ve el-Nusra Cephesi’ni de kapsayacak ÅŸekilde, el-Kaide ile baÄŸlantılı tüm ÅŸahıs, grup, giriÅŸim ve oluÅŸumları bulma ve adalete teslim etme çabalarına yönelik iÅŸ birliÄŸine teÅŸvik eden kararda, terör saldırılarının kışkırtılmasına karşı koyma ve eÄŸitim kurumlarıyla kültürel ve dini kurumların, teröristler ve destekçileri tarafından yıkılmasına engel olmayla ilgili, uluslararası kanun gereÄŸince gerekli ve uygun tedbirlerin alınması noktasında bütün devletlere yönelik çaÄŸrı da yapıldı.
Meşru müdafaa hakkı
Bu arada, bir devletin ülkesel bütünlüğüne ve siyasal bağımsızlığına karşı kuvvet kullanmak, BirleÅŸmiÅŸ Milletler AntlaÅŸması’nca yasaklanan durumlar arasında yer alıyor ancak bunun iki istisnası bulunuyor. Bunlardan biri BM Güvenlik Konseyinin yetkilendirmesi, diÄŸeri ise meÅŸru müdafaa hali.
Meşru müdafaa hakkının kullanılabilmesi için silahlı saldırının varlığı gerekiyor ancak bu saldırının herhangi bir devletten kaynaklanması şartı aranmıyor. Devletlere tek başlarına meşru müdafaa haklarını kullanmalarının yanı sıra başka devletleri de yardıma çağırarak birlikte bu haklarını kullanma hakkı tanınıyor.
Bu kapsamda terör örgütü DAEÅž tarafından gerek Suriye’nin kuzeyinden yurda yapılan atışlar gerekse terör saldırıları, Türkiye’yi bu konuda haklı duruma getiriyor. Uluslararası anlaÅŸmalar da Türkiye’nin bu konudaki haklılığını ortaya koyuyor.
BirleÅŸmiÅŸ Milletler AntlaÅŸması’nın 7. bölümü, barışın tehdidi, bozulması ve saldırı eylemi durumunda üye ülkelerin alacakları önlemleri düzenliyor. AnlaÅŸmanın 51. maddesine göre, BM üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliÄŸin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, saldırıya uÄŸrayan üyenin meÅŸru savunma hakkı bulunuyor ve kanunun hiçbir maddesi buna halel getiremiyor.
Yabancı terörist savaşçılarla mücadele
BM Güvenlik Konseyinin dikkati çektiği bir diğer konuyu ise yabancı terörist savaşçı tehdidi oluşturuyor.
Konsey, bununla ilgili 2014’te harekete geçmiÅŸ, bu kapsamda çeÅŸitli kararlar alınmıştı. Irak ve Suriye’deki DEAÅž unsurları içerisinde 100’ü aÅŸkın ülkeden 25 bin civarında yabancı terörist savaşçının bulunduÄŸu, konsey belgelerinde de yer almıştı. Bu sorunun çözümünde özellikle kaynak ülkelerin yabancı terörist savaşçıları ülkelerinde tespit ederek ülke dışına çıkışlarına izin vermemelerinin önemli çok defa vurgulanmıştı.
Türkiye de bu konuda önemli tedbirler almıştı. Bu kapsamda 2011’den 2016’nın ÅŸubat ayına kadar 37 bini aÅŸkın kiÅŸiye yurda giriÅŸ yasağı konulmuÅŸ, terör örgütleriyle iliÅŸkisi olduÄŸundan şüphelenilen ve yasa dışı yollardan yurda giriÅŸ yapan 3 binden fazla yabancı sınır dışı edilmiÅŸti.
ÇeÅŸitli havalimanı ve otobüs terminallerinde kurulan risk analiz gruplarınca da 7 bin 500 yabancı kontrol edilmiÅŸti. Bunların 5 binden fazlası mülakata alınırken, bin 700’den fazlasının yurda giriÅŸine izin verilmemiÅŸti.
Güvenlik güçlerinin yürüttüğü operasyonlarda terör örgütü DEAÅž ile iliÅŸkileri nedeniyle bin 30’u yabancı uyruklu 2 bin 433 kiÅŸi gözaltına alınmış, 808’i tutuklanmıştı.
Türkiye, ayrıca Suriye sınırındaki fiziksel güvenlik önlemlerini de artırmıştı.
Etiketa: daes, suriye, tsk operasyonu, Türkiye